Serseri Yürekli
Durakta bir genç kız var.
Uzunca, ince belli.
Dökülmüş gözünden yaş.
Yanında bir serseri.
Yani ben.
Serseri yürekli bir adam.
“Belki de çok kez ağlattım.
Döktüm gözünden yaşlar.
Belki kader dediğimiz.
Bir damla yaşla başlar.”
Ağlama ne olur.
Ağlaman için söylemedim.
Affet diyemem.
Özür dilerim.
Yüzüm yok, teselli edemem.
Uzatsam elimi omzuna, sarılsam, korkarım.
Dokunsam gözyaşlarına, yanarım.
Sussam, beceremem.
Şaklabanlık yapsam, güldüremem.
Gider gelir beklenen minibüsler.
Ne gitmek vardır içinde ne kalmak.
Gitmekle kalmak arasında bir yer bizimkisi.
Bir dolmuş durağı.
Evet. Bir dolmuş durağı.
Sığdırmaya çalışıp da sığdıramadığımız.
Söylemeye çalışıp da söyleyemediğimiz.
Birçok kere oturup öylece beklediğimiz.
Buz kesen demir bir bank, kız ve serseri.
Ağlama ne olur.
Ağlaman için söylemedim.
Affet diyemem.
Özür dilerim.
“ Döktüğün her damla benim için değerlidir”
Ulubat GÜNEZ
11–12.02.2009 Gecesi
|
|
|
|